Ayşe Mine: Yakılacak bir fotoğrafım yok

Ayşe Mine, 'Sıkı Fıkı', 'Erkek Milleti', Yemin mi Ettin' ve 'Ağla Halime' gibi şarkılarıyla bir döneme damgasını vurdu. Birçok şarkıcı tarafından hâlâ günümüzde de söylenen şarkıları ilk kez seslendirdi.

Hiçbir assolistin alt kadrosunda çıkmayı kabul etmeyen Ayşe Mine, 19 yaşında assolist olarak gazinolarda boy göstermeye başladı. 1978'de ise 'Yılın Ümit Veren Sanatçı'sı seçildi. 15 yaşında çıkardığı ilk 45'lik plağı "Demek Ki Öyle"ile büyük bir şöhret yakaladı.

Şarkıları kadar güzelliğiyle de o dönem dikkatleri çeken Ayşe Mine ile sohbet ettik. Bir süredir kanserle mücadele eden sanatçıyla hem müzik yolculuğunu hem de şimdiki hayatını konuştuk.

Müziğin içine doğduğunu ifade eden Ayşe Mine; "Evimizde Türk sanat müziği dinlenirdi. Dayım ,12 yaşından itibaren beni musiki cemiyetlerine götürmeye başladı. Hüner Coşkuner ile Üsküdar Musiki Cemiyeti'ne beraber gittik" dedi.

Ayşe Mine; "Söz yazarı Seda Akay benim çocukluk arkadaşımdı. Müziğe başlamamda sadece o rol oynamıştır. 15 yaşındayken, 'Benim arkadaşım sesi güzel' diyerek, Onno Tunç ve Nino Varon ile tanıştırdı. Zaten en büyük şansım da onlarla birlikte çalışmaktı" ifadelerin kullandı.

19 yaşında assolist olan şarkıcı, dönemin ünlü mekânı Çakıl Gazinosu'nda sahne almaya başladı. Henüz daha 17 yaşındayken Fahrettin Aslan'ın hafif Türk pop müziği için kendine sahne teklifini ettiğini ancak bunu geri çevirdiğini söyledi: Fahrettin beye 'Ben bir gün assolist olarak çıkacağım' dedim. 19 yaşında da assoslist oldum gerçekten. Ben kimsenin alt kadrosunda da çalışmadım. Müzik hayatımda yıllarca Nirvana'yı yaşadım.

Ayşe Mine'nin 'Demek Ki Öyle / Sıkı Fıkı' 45'lik plağı Hey Dergisi'nin "Haftanın 45'likleri" listesinde birinci sıraya yükseldi.

'Sıkı Fıkı' şarkısıyla o dönem müzik listelerini kasıp kavuran Ayşe Mine, "Pop'tan neden arabeske yöneldiniz?" sorusuna ise çarpıcı bir yanıt verdi: 15 yaşındaydım ilk 45'liğimi çıkardım. Altın Kelebek dâhil pop müzik kategorisindeki bütün ödülleri topluyordum. Şöhretin zirvesindeki herkes gibi benim de önümü kesmek isteyenler çoktu. Dönemin popçularının ısrarı üzerine Nino Varon size arabesk okuttu ve ben kendisini hiç affetmedim. Ben hayata küstüm orada. Kendimi geriye çektim. Üsküdar Musikisi'ne devam ettim. 45 yaşına kadar Türk Sanat Müziği eğitimi aldım. Bana yapılan tuzağın önüne geçmeğe mecburdum.

Pop müziğine devam etseydim, Ajda Pekkan hariç bugün pop müzikte alkışladığınız bazı isimler olmazdı. Bugün 'büyük' diye saydığınız bazı kişiler benim için büyük değil. Onların her zaman arkalarında birileri vardı, benim arkamda kimse olmadı. Ben Türk sanat müziği sanatçısıyım aslında. Herkes kadar arabesk söyledim. Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Zerrin Özer ve Nilüfer ne kadar söylediğiyse ben de o kadar söyledim ama onlar popçu olarak anıldı. Bu sözlerimle arabeski küçümsediğim düşünülmesin.

Herkese 'sanatçı' denilmesine de karşı çıktığını sözlerine ekleyen Ayşe Mine; "Sanatçı olmayanlara sanatçı diyorlar. 'Sanatçı' kelimesi herkes için çok kolay kullanılıyor. Sanatçı kelimesinin içini doldurmak kolay değil" dedi.

"ŞARKILARIM BAŞKALARINA MÂL EDİLDİ"

Ayşe Mine'nin sitemlerinden biri de, kendi söylediği şarkıların daha sonrasında başkalarının seslendirmesi ve parçaların onlara mâl edilmesi: Pek çok unutulmaz eseri ilk ben seslendirdim ama besteciler o dönemlerde para kazanmak için şarkılarını başkalarına da verdi. 'Kullar Affetmez', 'Gözlerin Doğuyor Gecelerime', 'Günün Birinde' ve 'Unutamazsın' şarkılarını ilk ben söyledim ama ben sonra söyleyenlere mâl edildi. Ayşe Mine'nin yarattğı şarkıkları, Zeki Müren Bülent Ersoy, Müslüm Gürses, Kibariye ve Adnan Şenses gibi isimlerin seslendirmesi beni de onore etti ama...

Yeni nesil şarkıcıları ve müzikleri de sert bir dille eleştiren Ayşe Mine; "Şarkıcıların birçoğunun sesi yok. Sesleri olmadıkları için dış görünüşleriyle ve dekolte tercihlerle açıklarını kapatmaya çalışıyor. Üretilen müzikler de zaten akılda da kalmıyor. Unutuluyor gidiyor. Cover şarkılar söyleniyor hep... Yeni nesilden sadece Semicenk'i dinliyorum desem yeridir. Çok güçlü bir sese sahip" ifadelerini kullandı.

Ayşe Mine, 1980 ve 1990'larda üretilen çoğu şarkının zamansız olduğu için hâlâ bugünlerde dinlendiğini de sözlerine ekledi.

1980'li yıllarda arabesk ses sanatçılarının sinema filmleri aracılığıyla şarkılarını hayranları ile buluşturuyordu. Sadece 'Erkek Milleti' isimli bir film çeken Ayşe Mine, "Neden başka film çekmediniz?" sorusuna karşılık; "Sinemadan uzak durdum. Film çevirenlerin çoğu aynı zamanda bir ay aşkını yaşıyordu. (Gülüyor) Ben o filmi yazlığımda çektim akşam olunca evine gidip uyuyordum. Benim filmime Murat Soydan eşiyle geliyordu. O şekilde çekildi film" dedi. Bir de o dönem filmlerde dublaj yapılıyordu. Yapımcılar dublajda diretiyordu, bunu istemedim. Şarkıcı ama kendi sesiyle konuşmuyor garip geliyordu. Aslında film yapmama nedenim buydu" dedi.

Ayşe Mine; "Eğer yakılacak fotoğraflarım olsaydı bugün daha gündemde olurdum gibi geliyor. Bu saatten sonra da basılacak fotoğraf çektirmem çok zor. (Gülüyor)" ifadelerini kullandı.

"HÜLYA AVŞAR DEMOSUNU İLK BANA DİNLETTİ"

Bir dönem yakın arkadaş olan Hülya Avşar ile Ayşe Mine'nin arası açılmış. Ayşe Mine, nedenini ise şöyle aktardı: Hülya (Avşar) benimle tanışmak için sürekli randevu talep etmişti. Şarkıcı olmak istediğinde ilk Muzaffer Özpınar'ın bir playback üzerine okuttuğu şarkıyı dinletti. Aslında şarkıcılık konusunda başlarda çekimser kalmıştı ama ona destek oldum ve kulağının çok iyi olduğunu söyleyerek, çalışırsa başarabileceğini söyledim.

Hülya sonrasında bir televizyon kanalında program yapmaya başlayınca oldu. Asistanı beni arayıp, "Ayşe Hanım, Hülya Hanım sizi programına çağırıyor" dedi. Ben de "Hülya ile arkadaşız, neden o değil de siz arıyorsunuz?" dedim. Halbuki kendi arasa hiç düşünmeden koşar giderdim. Açıkçası arkadaşımın böyle davranmasını beklemezdim.

Ayşe Mine, ayrıca; "Bizim dönemimizde tek kanal vardı. Herkes TRT'yi izliyordu özel kanalların çıkması ve internet ağının gelişmesiyle ve teknolojiyle insanlar sanki birbirinden daha da uzaklaştı. Her şey çok çabuk tüketilir oldu" açıklamasında bulundu.

"ŞU AN ÇOK DAHA İYİYİM"

Temmuz ayında kolon kanseri teşhisi konulan Ayşe Mine, sağlık durumu hakkında şunları söyledi: Bayağı uzun bir süreç ama çok şükür iyiyim. Sahneme çıkıp, programlarımı yapabiliyorum. Teşhis konulmadan önce kendimi daha hasta hissediyordum, şu an çok daha iyiyim. Sahneye çıkmak beni iyileştiriyor. Aslında 'doktor hatası' yaşadım diyebilirim. Yaklaşık bir yıl önce göbek fıtığından ameliyat oldum. Sonra ameliyat olmama rağmen benzer semptomlarım devam etti. Aslında ameliyattan önce bana kolonoskopi yapmaları lazımmış ama yapmadılar. Belki kolonoskopi yapsalar daha önce öğrenip, tedavime çoktan başlamış olacaktım.

23 YILLIK YALNIZLIĞI BİTTİ

Bir süredir ABD'li Kevin Costner ile aşk yaşayan şarkıcı, "Yaklaşık 23 yıldır yalnızdım. Hayatıma kimseyi almadım. Güzel bir birliktelik. Hem karşıma çıktığı için hem de sevgisi için teşekkür ediyorum. ABD'de doğup, büyümüş. Türkiye'ye gelip, gidiyor. İlk defa hayatımda böyle bir şey yaşadığım için bunu övünçle söylüyorum. Aramızda 12 yaş fark var ama ben onu kendimdem küçük hissediyorum" diye konuştu.

"SINGLE ÇIKARACAĞIM"

Yeni şarkı hazırlığında olduğu belirten Ayşe Mine, "Sıra sıra single çıkarmayı düşünüyorum. Sahnelerim de devam ediyor. 5 Aralık'ta Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi'nde konserim var, sevenlerimi bekliyorum" ifadelerini kullandı.



Haber Kaynak : HABERTURK.COM

"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."